Gelişen teknolojiyle birlikte birçok el sanatının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu günümüzde, teneke ustalığı gibi geleneksel zanaatlar da hızla unutturulmaya yüz tutuyor. Ancak, bu el sanatını yaşatmaya kararlı birkaç ustadan biri olan Halil Arslan, teneke ustalığını hem sanat hem de ticaret olarak yeniden keşfediyor. Türkiye’deki atölyesinde hazırladığı el yapımı teneke ürünler, artık dünya genelinde birçok ülkede ilgi görüyor. Halil Usta’nın Hikayesi, hem gastronomi hem de sanat olarak teneke işçiliğinin nasıl günümüzdeki önemini koruduğunu daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Halil Arslan, 20 yılı aşkın bir süre önce, atalarının mesleğini devralarak kendi sanat yolculuğuna başladı. Teneke sanatı, tarih boyunca özellikle mutfak eşyalarında ve dekoratif ürünlerde kullanılmıştır. Ancak Halil Usta, bu geleneği sadece bir meslek olarak değil, aynı zamanda bir sanat formu olarak görüyor. Gerek mutfak gereçleri, gerekse dekoratif objelerin yanı sıra özel siparişler de alarak, müşteri ihtiyaçlarına uyum sağlıyor.
Halil Usta’nın ürünleri, yalnızca işlevsellikleri ile değil, estetik tasarımlarıyla da dikkat çekiyor. Her bir parça, ustanın elinde şekil alırken, geçmişin izlerini ve modern sanatı bir araya getiriyor. Usta, "Tenekeden yapacağım her ürün, bir hikaye taşıyor. Estetik kaygıları ön planda tutarak, her bir parçayı sanat eseri haline getiriyorum." diyerek sanatına olan tutkusunu aktarıyor.
Gelişen dijital platformlar sayesinde Halil Usta’nın ürünleri, Türkiye dışındaki pazarlarla da buluşuyor. Online satış siteleri ve sosyal medya aracılığıyla dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avustralya gibi ülkelerde, sofraları süsleyen ürünleri ve dekoratif eşyaları ile giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Bu durum, geleneksel işçiliğin modern dünyada nasıl yer bulduğunun ve el emeği ürünlerin küresel pazardaki öneminin göstergesi.
Halil Usta, pazar araştırmaları yaparak, sokak pazarlarından uluslararası fuarlara kadar birçok platformda yer alıyor. Geleneksel teneke işçiliğini yalnızca korumakla kalmayıp, aynı zamanda inovatif tasarımlar çıkararak, bu sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. “Son yıllarda, el yapımı ürünlere olan talep artıyor. İnsanlar, özgün ve kişisel hikayeleri olan ürünlere yöneliyor.” sözleriyle piyasa dinamiklerini de gözlemlediğini ifade ediyor.
Son yıllardaki bu ivme, Halil Usta’nın işini geliştirmesine ve yeni projeler hayata geçirmesine olanak tanıyor. Usta, “Geçmişin sanatını, modern dünyanın talepleri doğrultusunda güncelleyerek, genç nesillere aktarmak benim için büyük bir sorumluluk” diyor. Halil Usta, genç nesli bu sanat dalına çekmek için atölye çalışmaları düzenliyor; öğrencileri ve meraklıları, teneke ile çalışmanın inceliklerini öğrenme fırsatı buluyorlar.
Sonuç olarak, teneke işçiliği gibi geleneksel el sanatlarının yok olmaması için gösterilen çabalar, bu tür zanaatların ne denli değerli ve önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Halil Usta’nın azmi ve yaratıcılığı, geçmişi modern sanat anlayışıyla birleştirerek, bu geleneksel zanaatı dünyanın dört bir yanında tanıtıyor. Kendi deyimiyle “tenekeye ruh katmak” için yola çıkan bu ustaların sayısının artması, bu değerli mirasın korunmasına yardımcı olacak. Teneğin geçmişten geleceğe yolculuğu, yalnızca bir ürün değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın da aktarımıdır.