Ülkemizde yaşanan üzücü bir cinayet olayı, toplumun gündemini sarsmaya devam ediyor. Genç bir kadın olan Özlem'in hayatını kaybetmesi, arkasında birçok soru işareti bıraktı. Katil zanlısı tarafından 112 acil servisi arandıktan sonra yaşananlarla ilgili ortaya çıkan detaylar ise olayın seyrini değiştirdi. Hemen hemen herkesin konuştuğu bu olay, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Peki, Özlem'in katili neden 112 aradı? Bunu bir itiraf olarak mı değerlendirmek gerekiyor? İşte bu soruların cevapları ve olayın detayları.
Olayın meydana geldiği gün, Özlem'in katili, cinayetten önce 112 acil servisini aradı. İddialara göre, katil o sırada çok büyük bir stres ve panik içerisindeydi. Ama ne yazık ki, bu telefon görüşmesi cinayeti önleyemedi. Özlem, katilinin bıçaklı saldırısına uğradı ve hayatını kaybetti. Acil servisi arayan zanlı, yaşananları başka bir şekilde ifade etmişti. "Bir şey oldu, çok kötü bir durumdayım," dediği kayıtlar arasında yer aldı. Ancak bu sözler, mahkemede kendisine hafifletici sebep olarak sayılmadı. Duruşma sırasında, 112’yi aramak, cinayetin önünü alamadığı için vicdani bir durum olarak kaydedildi.
Cinayet sonrası başlatılan hukuki süreç, birçok tartışmaya sebep oldu. Özellikle katilin 112’yi araması, bazı gruplar tarafından hafifletici bir sebep olarak gösterilmek istendi. Ancak mahkeme heyeti, bu durumu değerlendirmeleri sırasında bu telefon görüşmesini dikkate almadı. Kamuda da bu kararın yankıları sürerken, toplumsal bir infiale yol açtı. Özlem’in ailesi, bu durumu adaletin tecellisi olarak nitelendirirken, birçok insan da 112 arayarak suç işleyenlerin cezasız kalmaması gerektiğini belirtti. Olayla ilgili sosyal medyada yapılan paylaşımlar, Özlem’in hayatının ne kadar değerli olduğunu ve cinayetlerin toplumda yarattığı derin izleri gözler önüne serdi.
Özlem’in cinayeti, sadece bir kadın cinayeti olarak değil, aynı zamanda hafifletici nedenlerin nasıl işlediğini anlamamız açısından da dikkat çekici bir örnek oluşturuyor. Her gün yaşanan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda ne kadar önemli bir farkındalık yaratılması gerektiğini gösteriyor. Özlem’in cinayeti gibi olayların bir daha yaşanmaması için, toplumsal bir duyarlılık ve hukuki reformlar gerekmektedir.
Sözün özü, Özlem’in katilinin 112’yi araması, bir suçun işleniş şekli ve sonraki mahkeme sürecinde aldıkları cevap, adaletin nasıl işlediği konusunda tartışma yaratıyor. Bu olayın ardından, toplum olarak nasıl bir yol alacağımız ise ilerleyen dönemde ki en önemli gündem maddelerimizden biri olacak. Özlem’in yaşadığı ve bizlere bıraktığı bu acı mirası unutmamak adına, kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi sürdürmeliyiz.