Beykoz Belediyesi’nde yaşanan son gelişmeler, yerel yönetimlerdeki şeffaflık ve kamu ihale süreçlerine dair endişeleri yeniden gündeme getirdi. Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, son günlerde ortaya çıkan WhatsApp yazışmaları sebebiyle görevden uzaklaştırıldı. Olay, kamuoyunda büyük bir etki yarattı ve dikkatleri Beykoz Belediyesi’nin yönetim şekline çevirdi. Bu yazışmaların içeriği, birçok soru işaretini peşinden getirdi. İhalelerin WhatsApp üzerinden yürütülmesi, kamuoyunun tepkisini topladı.
Alaattin Köseler’in görevden alınma süreci, yerel basında hızla yayıldı ve sosyal medya platformlarında da geniş bir yankı buldu. İddialara göre, Köseler, ihalelere ilişkin önemli yazışmaları WhatsApp gibi popüler mesajlaşma uygulamaları üzerinden gerçekleştirmiş. Bu durum, hem hukuken hem de etik açıdan büyük bir tartışma konusu haline geldi. Yerel yönetimlerin ihaleleri, şeffaf bir şekilde yürütmesi gereken bir süreçtir ve bu tür uygulamalar, kamu kaynaklarının yanlış kullanımına açık kapı aralayabilir.
Hükümet parti temsilcileri, Beykoz Belediyesi’ndeki bu duruma karşı sert bir tavır aldılar. Konuyla ilgili olarak yaptıkları açıklamada, “Kamu ihalelerinin gizlilik içinde yürütülmesi ve kayıtlara uygun olarak yapılması esastır. Bu tür durumlar, halkın güvenini sarsar” dediler. Aynı zamanda, bu tür ihlallerin yasal süreçleri de tetikleyebileceğini belirtmeleri dikkat çekti. İhalelere ilişkin yazışmaların incelenmesi ve gerekli hukuki süreçlerin başlatılması için çalışmaların hızla sürdüğü ifade edildi.
WhatsApp üzerinden gerçekleştirilen ihalelerin neden bu kadar büyük bir yankı bulduğu sorusu akıllarda birçok soru işareti bıraktı. Ülkemizde kamusal alanda yapılan ihalelerin, hem şeffaflık ilkesine hem de yasal düzenlemelere uygun bir biçimde gerçekleştirilmesi bekleniyor. Ancak, bu olay, yerel yönetimlerin, ihaleleri internet ve sosyal medya gibi platformlarda yürütme alışkanlığının tehlikelerini ortaya koydu.
Daha önce benzer durumlarla karşılaşılmamış değil. Fakat Beykoz’da yaşanan bu olay, benzer durumların üstüne bir pranga faktörü olabilecek gibi görünüyor. Kamuoyu, yerel yönetimlerin bu tür olaylardan ders alarak daha şeffaf ve izlenebilir bir yapıya yönelmesini istiyor. Ayrıca, ihale süreçlerinin ve yazışmalarının hangi platformlarda yapılacağı konusunda daha net yasaların belirleneceği umudu ifade ediliyor.
Beykoz halkı, yaşanan bu gelişmeler sonrasında, kendileri adına yürütülen kamu hizmetleri konusunda daha dikkatli analizler yapmaya ve yönetimlerinden daha fazla şeffaflık talep etmeye başladılar. Sosyal medya üzerinde konuyla ilgili çok sayıda kampanya başlatan Beykoz sakinleri, “Bizim vergilerimiz neden böyle harcanıyor? Hangi ihaleler yapıldı ve nasıl kontrol edilecek?” şeklinde sorular yöneltiyor.
Sonuç olarak, Alaattin Köseler’in görevden uzaklaştırılması, sadece Beykoz Belediyesi için değil, Türkiye genelinde yerel yönetimler için de bir uyarı niteliği taşıyor. Kamu ihaleleri ve yönetim süreçlerinde şeffaflık vurgusu giderek daha fazla önem kazanıyor. İlerleyen dönemlerde, bu tür durumların tekrarlanmaması adına daha sıkı denetimlerin ve yasaların uygulanacağı öngörülüyor.
Beykoz Belediyesi’nin geleceği ve yönetim şekli, halkın güvenini kazanmak adına nasıl bir yol izleyecek? Bu sorular önümüzdeki günlerde yanıt bulmayı bekliyor.